21 Şubat 2011

?

geçen yolda yürürken kaldırımda bir dilenci görüp kendi kendime sordum: "akbilim nerde?"

evet akbilimi kaybetmiştim.. içinde de yüklü bir miktar para vardı.. daha yeni doldurmuştum bile diyebilirim.. "daha yeni doldurmuştum.." bakın dedim.. peki akbili bu kadar önemli yapan neydi? hiçbir şey.. zaten hiç üzülmedim kaybettiğime.. babamın bir lafı var "benim için değil kendin için okuyorsun.." peki babamı bu kadar önemli yapan neydi?.. hiçbir şey..

bütün ceplerimi kontrol ettiğim hâlde akbilimi bulamamıştım.. tüm ümidimi kaybetmişken aklıma birden osman geldi.. neredeydi ve ne yapıyordu osman?.. osman'ı bu kadar önemli yapan neydi?.. hiçbir şey.. akbilimi bulmuştum..

o gün hayatımın en heyecan ve adrenalin dolu günüydü.. sonra birden aklıma kaldırımda gördüğüm dilenci geldi.. acaba şu an ne yapıyordu?.. o da beni benim onu düşündüğüm gibi düşünüyor muydu?.. sonra babamın sözünü hatırladım.. "eve gelirken iki ekmek al.." peki neydi ekmeği bu kadar önemli yapan?.. allah'ım çıldırmak üzereydim..

sorduğum sorulara bir türlü tatmin edici cevaplar bulamıyordum.. sonra anladım ki hayatı bu kadar önemli yapan cevapları olmayan sorulardı.. peki hangileriydi bu sorular?.. cevapları neden yoktu?.. osman neredeydi?.. dilenci beni düşünüyor muydu?.. akbilimde ne kadar para vardı?.. babam kaç ekmek demişti?.. peki babam bu kadar güzel pasta yapmasını nereden öğrenmişti?..

bu sorulardan yalnızca bir tanesinden emindim.. o da beni düşünüyordu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder